İdea Yayınevi / Tarih Felsefesi
site haritası  
 
Hegel'in Tarih Felsefesinde Özsel Noktalar / Aziz Yardımlı
Tarih insan İstencinin tam gelişimine ulaşma sürecidir, erekseldir.
Erek bir gizilliğin kendini açındırmak zorunda olduğunu imler. Gizillik kendinde edimselliktir. Homo sapiens doğadan daha çoğu olarak, Tin olarak doğar ve özsel doğasını edimselleştirmek, gelişmek zorundadır. (Logosu Tanrı olarak anlayan bilinç tarihsel gelişimi tanrısal Plan ya da Tasar olarak anlar.)
İstenç özgürlüktür, öyle ki özgür olmayan bir istenç istenç değildir.
İstenç bilinçli düşünce tarafından belirlenen istemedir (içgüdü, dürtü, itki, eğilim vb. düşüncesiz olarak doğar; ve özgür istenç henüz büyümekte olan çocuğun değil, yetişkin insanın belirlenimidir; ve ön-modern despotik halkın değil ama modern yurttaş toplumunun istencidir).
İstenç başka istençler tarafından değil, kendisi tarafından belirlenir: Buyruk alma, söz dinleme, boyun eğme, birinin karışmasına izin verme, kısaca birinin istencini kendi istenci üzerinde kabullenme kendi istencinin bilinçsizi olmak ya da kendi istencini yadsımaktır. Özgür istenç zorunluk karşısında bilinçli olarak boyun eğebilir, teslim olabilir; istençsiz insan boyun eğdiğinin bilincinde değildir: Köleler giderek kölelikleri ile hoşnut bile olabilirler.

Ancak istencinin ussal istenç olarak bilincinde olan insan özgürdür, kişidir, öznedir ve yurttaştır ve böylece Tarihinin öznesidir.

Tarihin Ereği istencin bilincinin kazanılmasıdır.
Tüm tarihsel politik yapılar istencin kavramına uygun düşmeyen geçici momentlerdir ve sağlamlaşmaları o kültürün tarihsel dinamiğini, gelişme olanağını yok eder.
Bir kültürün tarihsel olarak değişimi, gelişimi ancak ve ancak eski biçimin ortadan kalkması ile olanaklıdır. Bu düzeye dek tarihsel olarak sonsuza dek sürme gibi düşüncesiz tasarımlar tutuculuk anlatımlarıdır ve değişimi ve gelişimi yadsırlar.

TİNİN ÖZÜ ÖZGÜRLÜKTÜR
Dünya-Tini kendini engellemedikçe, eş deyişle erken bir kültürel biçimde katılşmadıkça (Çin, Hindistan), özsel ussallığı ve özgürlüğü zemininde ancak gelişebilir.
Dünya-Tini özgürleşme ve büyüme sürecinde ideolojik önderliğe gereksinmez çünkü tikel istençler Tinin gelişimi için tikel tasarlar, usdışı programlar önermekten daha iyisini yapamazlar.
Dahası, kendisi despotik olan, özgür istenci tanımayan ideolojik önderlik ancak despotik kültürlerin despotik eğilimlerinin temsilcisi olabilir.

Modern Yurttaş Toplumunun özgürlüğünü yitirerek yeniden despotizme geri düşmesi düşüncesi saçmadır çünkü özgür istenç bastırılabilecek bir zayıflık değil, ama güç kavramına uygun düşen, kendi istenci üzerinde başka istenç tanımayan biricik güçtür. Nazizme yenik düşen Weimar Almanyası, Bolşevizme yenilen Çarlık Rusyası ve faşizme yenilen İtalya henüz Yurttaş Toplumu karakterini kazanmamış olan despotik kültürler idi.

İdea Yayınevi / 2014